İTÜ Ekonomi Bölümü’nden  Dr. Öğr. Üyesi Aysun Hızıroğlu Aygün’ün “Young Children of Disadvantaged Families: A Comprehensive Analysis of Parental Human Capital Investment and Child Health – YouCDF” isimli projesi Ufuk Avrupa Programı MSCA Doktora Sonrası Araştırma Bursları kapsamında kabul edildi.

Söz konusu proje adından da anlaşılacağı üzere dezavantajlı ailelerin çocuklarının sağlık yatırımları ve sonuçlarına odaklanıyor. Burada dezavantaj ile neyin kastedildiğini farklı şekillerde tanımlamak mümkün. Örneğin ailenin düşük gelirli olması, yani doğum öncesi bakım, çocukların aşılanması gibi önleyici sağlık hizmetlerini ya da hastalık durumunda tedavi masraflarını karşılayacak maddi gücünün olmaması. Ancak bu durum Türkiye gibi evrensel sağlık sigortasına sahip ülkelerde daha az rastlanan türden bir kısıt. Çünkü sağlığa erişim nüfusun büyük bir kısmı için ücretsiz ya da ucuz.  Ancak herkesin genel sağlık sigortasından faydalanıyor olması sağlığa erişimin kolay olduğu anlamına gelmiyor. Kapasite sorunları, kısıtlı ulaşım olanakları veya zaman yetersizliği nedeniyle sağlık yatırımlarının ya da sağlık hizmeti alımının ertelendiği oluyor. Yani bu konuda bireylerin karşılaşacağı doğrudan veya dolaylı engeller olabiliyor.  Söz konusu olan çocuklar olduğunda da bu engeller çoğunlukla annelerin problemi oluyor. Bu da bu proje ile öne çıkarılmak istenen bir mekanizma olarak kadınların hane içindeki pazarlık gücünün az olması ile çocukların sağlığı arasındaki ilişkiyi inceleme motivasyonuna temel oluşturuyor Türkiye’de çocuk bakım sorumluluğu büyük ölçüde annelere ait. COVID-19 ile yaygınlaşan hane içi iş bölümüne dair çalışmalar da bir kez daha gösterdi ki bu durum Avrupa ülkelerinde de çok farklı değil. Ancak Türkiye’de kadınların ortalama eğitim seviyesi ve iş gücüne katılımları düşük. Hane içi pazarlık gücü de bireylerin maddi imkanlarına bağlı olarak değiştiği için az eğitimli ya da herhangi bir geliri olmayan kadınların pazarlık gücü az. Bu nedenle evrensel sağlık sigortası olsa dahi çocuklara yapılan sağlık yatırımı düşük olabilir. Projede sağlık iktisadı literatüründe, sağlığa olan talebi açıklamada kullanılan Grossman modeli ile hane içi pazarlık konusu birleştirilecektir. Bu projede Hacettepe Üniversitesi’nin Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) ile Türkiye İstatistik Kurumu’nun Türkiye Sağlık Araştırması (TSA) mikro veri setlerini birlikte kullanılacaktır. Projenin ekonometrik modelinin Türkiye’den veri setleri ile yapılacak olması birden fazla nedenden ötürü ilgi çekicidir. Birincisi bu sayede meselenin kapsayıcı bir şekilde ele alınması mümkün. TNSA sayesinde  çocuklara yapılan sağlık yatırımı konularını 0-5 yaş arasındaki çocuklar için önleyici sağlık hizmetleri ve beslenme pratikleri ve sağlık hizmetlerine erişim gibi konuları da içerecek şekilde çok geniş bir kapsamda ele alınabiliyor. TSA sayesinde de çocukların sağlık durumları ölçülebiliyor. Bir de tabi bu bahsedildiği gibi evrensel sağlık sigortasına sahip bir ülke için yapılıyor ki halihazırda Avrupa’daki birçok ülkede sağlığa erişim ya Türkiye’deki gibi evrensel ya da kapsayıcılığının artan mülteci nüfusu da içine alacak şekilde genişletilmesi hedefleniyor.

Projenin bir ayağı ABD’de University of Minnesota’da Prof. Dr. Pınar Karaca-Mandic süpervizörlüğünde gerçekleştirilecek. Oradaki süpervizör sağlık iktisadı konularında çok deneyimli bir araştırmacı olduğu için projeye çok değerli katkılarda bulunacaktır. Ayrıca kendisi «Business Advancement Center for Health» adında bir merkezin de kurucusu ve yöneticisidir. İTÜ’de ise Ekonomi Bölümü’nde Prof. Dr. Bülent Güloğlu’nun süpervizörlüğü ile projeyi tamamlayacağım. Yine İTÜ’de Ekonomi Bölümü’ndeki diğer hocaların da akademik görüşleri ve katkılarından faydalanıyor olacağım.